تعريف oldu في التركية الإنجليزية القاموس.
- O.K
- deal
Tom doesn't think it's such a big deal.
- Tom onun öyle büyük bir anlaşma olduğunu düşünmüyor.
That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
- O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- very well
I can read Chinese fairly well, but I can't write it very well.
- Ben Çince'yi oldukça iyi okuyabilirim ama çok iyi yazamam.
I see you're doing very well in your business.
- İşinizde çok iyi olduğunuzu görüyorum.
- well
She sang pretty well.
- O oldukça güzel söyledi.
The exhibition is well worth a visit.
- Sergi bir ziyarete oldukça değer.
- ok, ok
- well, very well, okay, OK
- agreed
Tom agreed that Mary's suggestions were good ones.
- Tom Mary'nin önerilerinin iyi olanlar olduğunu kabul etti.
Tom was glad that Mary agreed with him.
- Mary kendisiyle aynı görüşte olduğu için Tom memnundu.
- okay
I'm glad you're okay.
- İyi olduğuna sevindim.
Do you think she's okay? I don't know.
- Onun iyi olduğunu düşünüyor musun? Bilmiyorum.
- done
Tom believes that getting married to Mary was the best thing he's ever done.
- Tom, Mary ile evlenmenin o güne kadar yaptığı en iyi şey olduğuna inanıyor.
I thanked him for what he had done.
- Yapmış olduğundan dolayı ona teşekkür ettim.
- ws
- of was
- happened to
- oldu bil
- take for granted
- oldu bil!
- consider it done!
- oldu olacak
- might as well
- oldu.
- happened
- Oldu olacak kırıldı nacak
- It's no use crying over split milk
- oldu bitti sayılır
- it's as good as settled
- oldu bittiye getirmek
- (deyim) make a fait accompli
- oldu olacak
- that was close
- oldu olacak
- might as well, there is no reason not to
- oldu-bitti
- (Hukuk) fait accompli
- oldu-bitti politikası
- (Politika, Siyaset) politique de faite accomplie
- Olan oldu
- What's done cannot be undone
- olan oldu
- let bygones be bygones
- ol
- be
- ol
- became
- ol
- are
- ol
- is
- ol
- was
- ne oldu?
- what's up?
- ol
- were
- ne oldu?
- what happened?
- ol
- for
- ol
- come about
- ol
- grew into
- ol
- been of
- ol
- be of
- ol
- been
- ol
- become
- ol
- to be
- ol
- {f} happening
- ol
- am
- ol
- being
- ol
- happen
- ol
- grow into
- ol
- {f} becoming
- Eski çamlar bardak oldu
- (Atasözü) - Other times, other ways.- Let bygones be bygones
- Ne oldu?
- What happened?, What's up?
- ha oldu ha olacak
- About to happen; on the cards; (just) around the corner; imminent; impending/pending; very close; close at hand; at hand; very near
- ne oldu
- What's the matter
What's the matter, Tom? Are you going to cry?
- Ne oldu, Tom? Ağlayacak mısın?
What's the matter? You look pale.
- Ne oldu? Solgun görünüyorsun.
- oldu?
- happened?
- Eski çamlar bardak oldu
- A lot of water has flowed under the bridge
- ayaklar baş, başlar ayak oldu
- (Konuşma Dili) The first have become last, the last first./The social order is reversed and upstarts are in charge
- bana ders oldu
- this was a lesson to me
- bana çok pahalıya mal oldu
- i paid through the nose for it
- baş ayak, ayak baş oldu
- (Konuşma Dili) The high and the low have changed places
- beni arayan oldu mu
- Did anyone call me
- bir arıza oldu
- There has been a breakdown
- bir hırsızlık oldu
- There has been a break in
- bir kaza oldu
- There has been an accident
- bizde adet oldu
- it has become the usual thing with us
- bize pahalıya mal oldu
- (Argo) it cost big bikkies
- buhar oldu
- (deyim) the bird has flown
- dünyalar benim oldu
- (Konuşma Dili) I felt on top of the world
- epey oldu
- It's been a good while since
- eski çamlar bardak oldu
- (Konuşma Dili) Times have changed./Things are not what they used to be
- eski çamlar bardak oldu
- the boot is on the other leg
- eşek kadar oldu
- vulg. He is big enough to know what's what
- isabet oldu
- (Konuşma Dili) It was a good thing./It worked out well
- iyi oldu da
- It's good that .../Fortunately
- kaça mal oldu
- How much did it cost?
- nasıl oldu
- How did it happen
- nasıl oldu da
- however
- ne oldu
- What is wrong with you
- ne zaman oldu
- When did it happen
- neden ne oldu
- why, what happened?
- nerede oldu
- Where did it happen
- ol
- that; those
- ol
- archaic
- ol
- he; she; it
- ol
- befall
- ol
- betide
- ol
- olive
- ol
- befallen
- ol
- befell
- sabah oldu
- Morning's come./Morning's broken./It's morning
- sana da zahmet oldu
- sorry for the trouble
- sana da zahmet oldu
- sorry for the inconvenience
- sana da zahmet oldu
- i'm sorry to discomfort you
- sana da zahmet oldu
- i'm sorry to trouble you
- size ne oldu
- What happened to you
- toz oldu
- the bird is flown
- tüylerim diken diken oldu
- my hair stood on end
- tüylerim diken diken oldu
- I have goose bumps
- yok oldu
- the bird is flown
- zahmet oldu
- i'm sorry to discomfort you
- zahmet oldu
- sorry for the inconvenience
- zahmet oldu
- i'm sorry to trouble you
- zahmet oldu
- sorry for the trouble
- çürük oldu
- I have a bruise