older; more aged, or existing longer

listen to the pronunciation of older; more aged, or existing longer
الإنجليزية - التركية

تعريف older; more aged, or existing longer في الإنجليزية التركية القاموس.

elder
{i} kıdemli kimse
elder
{i} yaşça büyük kimse
elder
(yaşça) büyük
elder
mürver ağacı
elder
itibarlı kişi
elder
iki kişiden büyük olanı
elder
{i} mürver ağacı, mürver
elder
eski

Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi. - An old man entered the old church with his elder son, his younger daughter and her little baby.

elder
{i} yaşlı/itibarlı kişi
elder
(isim) ata, yaşça büyük kimse, yaşlı kimse, kıdemli kimse, mürver
elder
kendisine danışılan emekli kimse
elder
yaşça büyük
elder
daha ilerde veya kıdemli olan
elder
kıdemli
elder
büyük

Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor. - My elder brother got a position in a big business.

En büyük oğlum Lech Zaręba'dır. - My elder son is Lech Zaręba.

elder
kıdeml
elder
kilise mütevelli heyeti üyesi
الإنجليزية - الإنجليزية
elder
older; more aged, or existing longer
المفضلات