okuyuş

listen to the pronunciation of okuyuş
التركية - الإنجليزية
way of reading, singing, or chanting
read

Every time I read this book, I discover something new. - Bu kitabı her okuyuşumda yeni bir şey keşfediyorum.

This is the first time for me to read the Bible. - Bu, incili ilk kez okuyuşum.

oku
read

I have never read that book. - O kitabı hiç okumadım.

Some read books just to pass time. - Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.

meydan okuyuş
challenge
oku
{f} reading

Is she reading a book? Yes, she is. - O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.

While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on. - Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.

التركية - التركية
Okumak işi veya biçimi
oku
Anadoluda küçük armağanlarla yapılan düğün çağrısı
okuyuş
المفضلات