Su ve yağ birbirine karışmaz.
- Oil and water don't blend.
Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.
- Give me the metal bucket with the oil in it.
Salata; zeytinyağı, kızarmış ekmek parçaları ve fındık olmadan eksiktir.
- The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.
O, kirpiklerine niçin zeytinyağı uyguluyor?
- Why does she apply olive oil on her lashes?
Onları nerede yağladın?
- Where did you oil them?
Tom bisiklet zincirini yağladı.
- Tom oiled his bicycle chain.
Yeni bir yakıt tankeri denize indirildi.
- A new oil tanker was launched.
Evi yalıttığımızdan beri kalorifer yakıtında çok tasarruf yaptık.
- Since we insulated the house we've saved a lot on heating oil.
Jeologlar çiftliğimizde petrol için araştırma yaptılar.
- The geologists explored for oil on our farm.
Japonya petrol ithal ediyor.
- Japan has to import oil.
Güneydoğu kömür, ham petrol ve doğal gaz ile ilgili önemli bir enerji üreticisidir.
- The Southeast is a major energy producer of coal, crude oil, and natural gas.
Gaz lambasının altı her zaman karanlıktır.
- It is always dark beneath the oil lamp.
Karakalem çizimi yağlıboyadan daha kolay, ama ikisi de düşündüğümden daha zor.
- Charcoal drawing is easier than oil painting, but both are harder than I thought.
Yet, in another way, I was unable to put Picasso's oils in the same class as Cezanne's, or even (which will no doubt shock many readers) as Renoir's.