Askerler isyanı kolayca bastırdı.
- The troops easily put down the rebellion.
Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
- Wooden houses catch fire easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Onlar kolaylıkla parçalamadı.
- They did not break apart easily.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
- She managed to get what she desired easily.
Rahatça oturuyor musun?
- Are you sitting comfortably?
Ben ısıya duyarlı olduğum gibi, yaz aylarında klima olmadan rahatça yaşayamam.
- As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.