Duman ateş olmadan da çıkabilir.
- Rauch kann auch ohne Feuer entstehen.
Makineler olmadan yaşayamayız.
- Ohne Maschinen können wir nicht mehr leben.
Yaşamak özlemsiz, özlem sevgisiz ve sevgi sensiz olmaz!
- Leben geht nicht ohne Sehnsucht, Sehnsucht nicht ohne Liebe und Liebe nicht ohne dich!
Kocaman bir dünyanın ufacık bir parçasısın sen. Sadece ufacık bir nokta, belki de daha ufak ve yinede dünya sensiz boş olurdu. İyi ki varsın.
- Du bist ein ganz kleiner Teil von einer ganz großen Welt. Nur ein ganz winziger Punkt oder vielleicht auch noch weniger, und doch wäre die Welt leer ohne dich. Schön, dass es dich gibt.
O, siyahların şiddet olmaksızın eşit haklar için mücadelelerini kazanabileceklerine inanıyordu.
- He believed that blacks could win their fight for equal rights without violence.
Mütevazilik olmaksızın cesaret tehlikeli bir oyundur.
- Without humility, courage is a dangerous game.
O olmadan bunu yapamayız.
- We can't do this without her.
Biz o olmadan gitmek zorunda kalabiliriz.
- We may have to go without her.
Neye ihtiyacınız olduğunu söylerseniz ve ben onsuz nasıl idare edeceğinizi söylerim.
- Tell me what you need and I'll tell you how to get along without it.
Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.
- A passport is something you cannot do without when you go to a foreign country.
İnsanlar sizin hakkınızda duydukları bütün iyi şeyleri sorgulayacak fakat bütün kötü şeylere tereddüt etmeden inanacaklardır.
- People will question all the good things they hear about you but believe all the bad without a second thought.
Tom sizin izniniz olmadan gitmedi.
- Tom wouldn't leave without your permission.
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
- It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
I couldn't have done it without you. Thank you.
- Ich hätte es ohne dich nicht machen können. Danke.
I learned to live without her.
- Ich habe gelernt, ohne sie zu leben.