often; frequently

listen to the pronunciation of often; frequently
الإنجليزية - التركية

تعريف often; frequently في الإنجليزية التركية القاموس.

much
çok

John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç. - John is not as old as Bill; he is much younger.

Bugün, çok fazla ödevim var. - I have too much homework today.

a lot
çok fazla

Kelebekler hakkında çok fazla şey biliyor. - He knows a lot about butterflies.

Gezi çok fazla para gerektirir. - The trip calls for a lot of money.

a lot
birçok

354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı. - Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.

Yolda birçok hayvan gördü. - He saw a lot of animals on the road.

much
fazlaca
a lot
buram buram
a lot
fena
a lot
hayli

Bilgisayarda bir hayli deneyimin var, değil mi? - You have a lot of experience in computers, don't you?

Bir hayli mücevher satın aldın. - You bought a lot of jewels.

a lot
fena halde
a lot
şiddetle
much
belirli bir miktar
much
aşağı yukarı

Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar? - About how much would it cost to have this chair repaired?

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır? - How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?

much
ziyade
a lot
bir yığın
a lot
çok

Ailesini çok endişelendirdi. - He caused his parents a lot of anxiety.

Onun ne de çok kitabı var! - What a lot of books he has!

much
köp

Büyük bir köprü değildi. - It wasn't much of a bridge.

Ben köpekleri çok severim. - I like dogs very much.

a lot
çok: They like her a lot. Ondan çok hoşlanıyorlar. She´s a lot better. O çok daha iyi
frequently, often
sık sık
much
klymet vermek
much
(zarf) çokça, pek, fazlaca, çok, hemen hemen
much
{s} çok, epey, hayli, pek: I'm feeling much
much
çokça
الإنجليزية - الإنجليزية
ofttimes
much

Does he get drunk much?.

a lot

I go swimming a lot.

often; frequently
المفضلات