officinal

listen to the pronunciation of officinal
الإنجليزية - التركية
müstahzar
hazır ilaç
{s} ilaç yapımında kullanılan
{s} şifalı
(Tıp) Eczanede daima bulunan (ecza veya ilaç), müstahzar, officinalis
boya veya eczalarda kullanılan
{s} hazır (ilaç)
hazır müstahzar
official
memur

Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir. - Some officials may have been corrupted.

Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi. - The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.

official
resmi

Resmî evrakları imzalayamadı. - He could not sign official papers.

Tayca Tayland'ın resmî dilidir. - Thai is the official language of Thailand.

officinal plants
şifalı bitkiler
official
yetkili

Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı. - Canadian officials weighed the supplies of each man.

Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı. - Many high-level officials attended the meeting.

official
(isim) memur
official
(Tıp) ofisiyal
official
resmi memur
official
görevli

Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu. - The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.

Bir gümrük görevlisi, bavulumu açmamı istedi. - A customs official asked me to open my suitcase.

official
(Spor) hakem
official
resmi yetkili
official
(Kanun) resmi sıfatı haiz
official
memurlar

Gümrük memurları kutuları inceledi. - The customs officials examined the boxes.

Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi. - The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.

official
(Tıp) Tıp heyeti tarafından tasdik ve kabul olunmuş (ilaç), officialis
official
memuriyete ait
official
kırtasiyecilik
official
{s} devlet

Devlet başkanına yalnızca yüksek memurlar ulaşabiliyordu. - Only high officials had access to the President.

Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler. - Government officials inspected all factories.

official
officiallyresmen
official
officialdom memur sınıfı
official
memura yakışır
الإنجليزية - الإنجليزية
{a} used in or relating to shops
{s} of substances used medicinally, pharmaceutical, kept in stock by pharmacists; medicinal, having curative properties
Kept in stock by apothecaries; said of such drugs and medicines as may be obtained without special preparation or compounding; not magistral
Used in a shop, or belonging to it
official
officinally
through a pharmacist; through the use of pharmaceutics