Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
- The bank lent her 500 dollars.
Muhabir: Ona bir kedi yavrusu aldınız mı?
- Reporter: Did you buy her a kitten?
Emi kendine yeni bir elbise ısmarladı.
- Emi ordered herself a new dress.
O kendi kendine mırıldanıyor.
- She is muttering to herself.
Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.
- I'm sending her to California.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Onun görünümünü çekici bulurum.
- I find her appearance attractive.
Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
- I don't know anything about her family.
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- She said NO to herself. She said YES aloud.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Herkes ondan iyi şekilde bahseder.
- Everybody speaks well of her.
Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.
- It is five years since we moved here.
Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
Hey, burada ne oluyor.
- Hey, what's going on here?
Hey, sen burada ne yapıyorsun?
- Hey, what are you doing here?