of persons: hesitant; uncertain; not taking sides

listen to the pronunciation of of persons: hesitant; uncertain; not taking sides
الإنجليزية - التركية

تعريف of persons: hesitant; uncertain; not taking sides في الإنجليزية التركية القاموس.

ambiguous
belirsiz

Belirsiz ifadeler sık sık komik yorumlar yaratırlar. - Ambiguous phrases often beget funny interpretations.

Tekrar belirsiz bir şey söyleyebilir. - He might say something ambiguous again.

ambiguous
muğlak

Tom'un cümleleri çok muğlak. - Tom's sentences are very ambiguous.

Bill Clinton Monica Lewinsky ile olan ilişkisini açıklamak isterken muğlak bir dil kullandı. - Bill Clinton spoke in ambiguous language when asked to describe his relationship with Monica Lewinsky.

ambiguous
{s} birden fazla anlama gelebilen; ne olduğu belirsiz
ambiguous
şüpheli
ambiguous
çapraşık
ambiguous
çok anlamlı
ambiguous
(sıfat) iki anlamlı, belirsiz, müphem; lastikli
ambiguous
belirsiz,çok anlamlı
ambiguous
ambiguously muğlak olarak
ambiguous
belirsiz/muğlak
ambiguous
ambiguousness muğlâklık
ambiguous
{s} iki anlamlı
ambiguous
müphem iki anlamlı
ambiguous
{s} lastikli
الإنجليزية - الإنجليزية
ambiguous

Thomas Salusbury (1662): And forasmuch as in this same question I am ambiguous, and Simplicius is resolute.

of persons: hesitant; uncertain; not taking sides
المفضلات