of outside, of nature; appreciating activities that are done outside

listen to the pronunciation of of outside, of nature; appreciating activities that are done outside
الإنجليزية - التركية

تعريف of outside, of nature; appreciating activities that are done outside في الإنجليزية التركية القاموس.

outdoor
açıkhava
outdoor
Açık Alan
outdoor
ev dışında
outdoor
dış

Bugün, dışarıda uyumak zorundayız. - Today, we have to sleep outdoors.

Dışarıda hava kararıyor. - It is getting dark outdoors.

outdoor
(Ticaret) açıkta
outdoor
dış mekan
outdoor
açık hava

Ragbi bir açık hava oyunudur. - Rugby is an outdoor game.

Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor. - Tom seems to enjoy being outdoors.

outdoor
açık havada olan/yapılan
outdoor
yapı dışı
outdoor
(İnşaat) harici, bina dışı
outdoor
{s} dışarıda

Tom dışarıda çok oynamaz. - Tom doesn't play outdoors much.

Hiç kimse soğuk bir günde dışarıda çalışmak istemez. - Nobody wants to work outdoors on a cold day.

outdoor
{s} açık havada

Tom açık havada olmayı sevdi. - Tom loved being outdoors.

Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor. - Tom seems to enjoy being outdoors.

outdoor
{s} açık

Tom, açık hava sporlarına büyük ilgi duymuyor. - Tom doesn't have much interest in outdoor sports.

Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor. - Tom seems to enjoy being outdoors.

outdoor
dışarıda yapılan
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} outdoor
of outside, of nature; appreciating activities that are done outside

    الواصلة

    of outside, of nature; ap·pre·ci·at·ing activities that are done out·side

    النطق

المفضلات