O medikal tedaviyi reddetti.
- He was refused medical treatment.
Her şeyi medikal jargonla açıklarsan, herkesin onu hemen anlaması imkansız.
- If you explain everything in medical jargon, it's impossible that everyone understands immediately.
Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
- Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
O bir dizi tıbbi keşifler yaptı
- She made a series of medical discoveries.
Tom'un sağlık giderlerini karşılamak için arabasını satmak zorunda kaldığından şüpheliyim.
- I doubt that Tom had to sell his car in order to raise money for medical expenses.
Tom'un sağlık problemlerini sana anlatmak etik olmazdı.
- It would be unethical for me to tell you about Tom's medical problems.
Şu anda bu hastalığı tedavi etmek tıbben mümkün değildir.
- At present it is medically impossible to cure this disease.
Bildiğim kadarıyla Tom'un tıbben bir sorunu yok.
- As far as I can tell, there's nothing medically wrong with Tom.