Tom aranan bir sabıkalı.
- Tom is a wanted criminal.
Polis sabıkalının nerede olduğunu buldu.
- The police found out where the criminal lived.
Her şeyi göz önüne alırsak, o suçlu olamaz.
- Taking everything into consideration, he can't be the criminal.
Cezaevi suçluları islah eder mi?
- Does prison reform criminals?
Böyle ıvır zıvır için bu kadar çok para ödemek cinayettir.
- It is criminal to pay so much money for such trifles.
Tom bir cinayet davasında bir şüpheli olarak tutuklandı.
- Tom was arrested as a suspect in a criminal case.
Sami'nin kriminal kariyeri kısa kesildi.
- Sami's criminal career was cut short.
Tom'un bir kriminal kaydı olduğunu keşfettim.
- I found out Tom has a criminal record.
Ceza hukukunda bir otoritedir.
- He is an authority on criminal law.
Singapur'da bir suçluyu cezalandırmanın bir yolu onu ya da onu kırbaçlamaktır.
- In Singapore, one way to punish a criminal is to whip him or her.
His criminal record shows his resistance to all crime prevention and - repression.