of or pertaining to the south; southern

listen to the pronunciation of of or pertaining to the south; southern
الإنجليزية - التركية

تعريف of or pertaining to the south; southern في الإنجليزية التركية القاموس.

south
{i} güney

Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var. - In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.

Paraguay, Güney Amerika'da bir ülkedir. - Paraguay is a country in South America.

south
{s} güneyden esen
south
(Ticaret) güney ülkeleri
south
güneyden gelen
south
güneyde

Bulutlar güneyden geliyor. - The clouds are coming from the south.

İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi. - In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.

south
(Ticaret) az gelişmiş ülkeler
south
{i} lodos
south
güneye doğru

Görgü tanıkları bombalamadan hemen sonra Tom'un Park Street'te güneye doğru yürüdüğünü gördüler. - Eye witnesses saw Tom walking south on Park Street just after the bombing.

Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu. - The object flew away to the south, giving out flashes of light.

south
{i} güney rüzgârı
south
güneyden

Kuzey güneyden zıt yöndedir. - North is the opposite direction from south.

Tom güneyden geliyor. - Tom comes from the south.

south
güneye

Bu pencereler güneye bakıyorlar. - These windows look to the south.

Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu. - The object flew away to the south, giving out flashes of light.

الإنجليزية - الإنجليزية
south
of or pertaining to the south; southern
المفضلات