of or pertaining to the east; eastern

listen to the pronunciation of of or pertaining to the east; eastern
الإنجليزية - التركية

تعريف of or pertaining to the east; eastern في الإنجليزية التركية القاموس.

east
doğu

Annemin doğduğu yer ülkemizin doğusunda bulunmaktadır. - The place where my mother was born is located in the east of our country.

Doğu ülkelerinin kültürlerinin öğrenimini yaptı. - He has studied the cultures of Eastern Countries.

east
şark
east
doğuya doğru

Onlar doğuya doğru seyahat etti. - They travelled eastwards.

Rüzgar doğuya doğru esiyor. - The wind is blowing east.

east
(zarf) doğuya doğru
east
doğu halkı veya uygarlığı
east
doğuya

Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz. - As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night.

Onun şehirden ayrıldığını ve doğuya taşındığını duydum. - I heard that he left town and moved east.

east
Hindi çini ve Doğu Hint Adaları
east
doğu ülkeleri

Akraba kayırma doğu ülkelerinde yaygındır. - Nepotism is widespread in Eastern countries.

Doğu ülkelerinin kültürlerinin öğrenimini yaptı. - He has studied the cultures of Eastern Countries.

east
{s} doğuya doğru olan
east
{s} doğu. z. doğuya doğru, doğuya
east
East Indies Hindistan
east
Uzak Do

Habarovsk, Rus Uzak Doğusu'nun en büyük şehirleri arasındadır. - Khabarovsk is among the largest cities of the Russian Far East.

east
doğu ile ilgili
east
easter doğudan esen rüzgar
east
{s} doğudan esen
east
{s} doğudaki

Berlin duvarı Doğudaki Almanların Batıya kaçmasını engellemek için inşa edilmiştir. - The Berlin wall was built to prevent East Germans from fleeing to the West.

east
(isim) doğudaki bölüm, gündoğusu rüzgârı
الإنجليزية - الإنجليزية
east
of or pertaining to the east; eastern
المفضلات