Bayan Smith ünlü bir güzel kadındı.
- Mrs. Smith was a famous beauty.
O araba gerçek bir güzelliktir.
- That car is a real beauty.
Japonya manzara güzelliğiyle ünlüdür.
- Japan is famous for her scenic beauty.
Danny'n güzellik duygusu yoktur.
- Danny has no sense of beauty.
O gerçek bir güzellik.
- She is a real beauty.
He made a beauty pass through the neutral zone.