of drive

listen to the pronunciation of of drive
الإنجليزية - التركية

تعريف of drive في الإنجليزية التركية القاموس.

driven
çakılmış
driven
işler
drove
{i} kalabalık
driven
sürülmüş
driven
çalışır
drove
yontmak
driven
sür

Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi. - Tom shouldn't have driven Mary's car.

Vagonları onlar sürmüştü. - They had driven wagons.

driven
sürmek
drove
{f} sür

O, kamyonu Dallas'a sürdü. - He drove the truck to Dallas.

Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü. - Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit.

driven
Azimli

Like most of the lawyers that I know, Rachel is driven.

Tom azimli, değil mi? - Tom is driven, isn't he?

Tom çok azimli, değil mi? - Tom is very driven, isn't he?

driven
Güdümlü

Test driven development.

driven
Sevkolunmuş, teşvik edilmiş

The mathematicians of the time was driven by curiosity.

driven
f., bak. drive
driven
drive götür/aç/git/sür
drove
f., bak. drive
drove
insan ya da hayvan sürüsü
drove
küme
drove
enli taş kalemi
drove
drive götür/aç/git/sür
drove
(isim) sürü, kalabalık, yığın
الإنجليزية - الإنجليزية
drove
droven
driven
drave
of drive

    التركية النطق

    ıv drayv

    النطق

    /əv ˈdrīv/ /əv ˈdraɪv/

    فيديوهات

    ... the way your GPS roots you around to make sure that you drive past certain billboards. ...
    ... Drive on the highways here. ...
المفضلات