of drive

listen to the pronunciation of of drive
الإنجليزية - التركية

تعريف of drive في الإنجليزية التركية القاموس.

driven
çakılmış
driven
işler
drove
{i} kalabalık
driven
sürülmüş
driven
çalışır
drove
yontmak
driven
sür

Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi. - Tom shouldn't have driven Mary's car.

Keşke arabamı sürmeseydin. - You'd better not have driven my car.

driven
sürmek
drove
{f} sür

O, kamyonu Dallas'a sürdü. - He drove the truck to Dallas.

Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü. - Tom drove Mary's car to Boston.

driven
Azimli

Like most of the lawyers that I know, Rachel is driven.

Tom çok azimli, değil mi? - Tom is very driven, isn't he?

Tom azimli, değil mi? - Tom is driven, isn't he?

driven
Güdümlü

Test driven development.

driven
Sevkolunmuş, teşvik edilmiş

The mathematicians of the time was driven by curiosity.

driven
f., bak. drive
driven
drive götür/aç/git/sür
drove
f., bak. drive
drove
insan ya da hayvan sürüsü
drove
küme
drove
enli taş kalemi
drove
drive götür/aç/git/sür
drove
(isim) sürü, kalabalık, yığın
الإنجليزية - الإنجليزية
drove
droven
driven
drave
of drive

    التركية النطق

    ıv drayv

    النطق

    /əv ˈdrīv/ /əv ˈdraɪv/

    فيديوهات

    ... network or an external drive. So I walk into an Internet cafe, and there's an OS running ...
    ... or more.  That includes time travel, warp drive, higher dimensions, portals through ...
المفضلات