تعريف of a person, characterised by efficient organisation في الإنجليزية التركية القاموس.
- organized
- {s} tertipli
Tom oldukça tertipli, değil mi?
-Tom is quite organized, isn't he?
Tom çok tertipli değildi.
-Tom wasn't very organized.
- organized
- teşekküllü
- organized
- teşkilatlanmak
- organized
- organize
Yeni yasa birazcık organize suçu kapsamalıdır.
-The new law should take a bite out of organized crime.
Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.
-Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan.
- organized
- {f} düzenle
Evleri Feng Shui'ye göre düzenlendi.
-Their house is organized according to Feng Shui.
Konuşmacı ders notlarını düzenledi.
-The speaker organized his lecture notes.
- organized
- {f} düzenle: adj.düzenlenmiş
- organized
- {s} örgütlü
Kamuoyunun örgütlü suça olan hayranlığı çok rahatsız edicidir.
-The public's fascination with organized crime is very disturbing.
- organized
- {f} düzenle: adj.örgütlenmi
- organized
- {s} düzenlenmiş
- organized
- {s} organize olmuş
- organized
- kur/düzenle
- organized
- {s} düzenli
Tom oldukça düzenli, değil mi?
-Tom is quite organized, isn't he?
Tom genellikle oldukça düzenli.
-Tom is usually quite organized.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف of a person, characterised by efficient organisation في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- organized
Your work desk is so neat and tidy - I've never met someone so organized before!.