Takeo matematik problemlerini çözmeye dalmış.
- Takeo is engrossed in solving mathematical problems.
O bir matematik dehasıdır.
- He is a mathematical genius.
Matematiksel olarak her şey iyi. Ama benim için tamamen muhtemel görünmüyor.
- Mathematically, everything's good. But it seems completely improbable to me.
Benim ülkemde, şok edici bir düzeyde matematiksel cehalet var.
- In my country, there is a shocking amount of mathematical ignorance.
Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.
- Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.