odaklanmak

listen to the pronunciation of odaklanmak
التركية - الإنجليزية
(Politika, Siyaset) focus

I want to focus on the future. - Ben geleceğe odaklanmak istiyorum.

He has given up running in order to focus on the long jump. - Uzun atlamaya odaklanmak için koşmaktan vazgeçti.

knuckle down
odakla
focus on

Focus on one thing and do it well. - Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.

He has given up running in order to focus on the long jump. - Uzun atlamaya odaklanmak için koşmaktan vazgeçti.

odakla
{f} focused

He focused on his studies. - Çalışmalarına odaklandı.

Tom tried to stay focused. - Tom odaklanmaya çalıştı.

odaklanma
(Eğitim) concentration
odakla
{f} focusing

I'm focusing on my German! - Ben Almancama odaklanıyorum!

I'm focusing on my French. - Fransızcama odaklanıyorum.

odakla
{f} focussing
odakla
{f} focus

Focus on one thing and do it well. - Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.

Tom and Mary both wanted to focus more on their careers. - Tom ve Mary her ikisi de kariyerlerine daha fazla odaklanmak istediler.

Odaklanma
centration
Odaklanma
focality
odaklanma
to focus on
odakla
(Bilgisayar) set focus on
odaklanma
focussing
odaklanma
focusing

Tom had trouble focusing. - Tom'un odaklanma sorunu vardı.

Tom had trouble focusing on what needed to be done. - Tom neyin yapılması gerektiği konusuna odaklanmakta sorun yaşadı.

التركية - التركية
Odaklamak işine konu olmak
Belli bir noktada, yerde veya olguda toplanmak
Odaklama işine konu olmak
odaklaşmak
odaklanma
Odaklanmak işi
odaklanmak
المفضلات