occupying a middle position; middle

listen to the pronunciation of occupying a middle position; middle
الإنجليزية - التركية

تعريف occupying a middle position; middle في الإنجليزية التركية القاموس.

mid
önek orta
mid
{s} ortadaki
mid
ortabparçaal
mid
ortasındaki

Bir kasırganın ortasındaki bir kulübe gibi güvenilirsin. - You're reliable like a shack in the middle of a hurricane.

Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi. - Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert.

mid
{s} orta

20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır. - Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.

En uzun parmak orta parmaktır. - The middle finger is the longest.

mid
arasında

Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir. - The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.

Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur. - There is no middle ground between these two options.

mid
pref. orta
mid
ortasında

Istasyon şehrin ortasında. - The station is the middle of the city.

Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?! - This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!

الإنجليزية - الإنجليزية
mid
occupying a middle position; middle
المفضلات