Onlar beni ara sıra ziyaret ettiler.
- They visited me occasionally.
Ara sıra Tom'a rastlarım.
- I run into Tom occasionally.
Fibonacci sayıları doğada zaman zaman görünür.
- Fibonacci numbers show up occasionally in nature.
Anne zaman zaman oğlunun mektubunu yeniden okuyordu.
- The mother occasionally reread her son's letter.
Öğretmenler bazen öğrencilerinin stres atmasına izin vermeliler.
- Teachers should occasionally let their students blow off some steam.
Kopya cümleler bazen Tatoeba'da oluşturulur. Tekilleştirme robot, Horus, genellikle onlarla ilgilenir.
- Duplicate sentences are occasionally created on Tatoeba. The deduplication bot, Horus, generally takes care of them.
Flames could still be seen from town flaring up occasionally on a hill dotted with emergency vehicles.
... And occasionally they would say things like that. ...
... occasionally. ...