ocak

listen to the pronunciation of ocak
التركية - الإنجليزية
oven
cooker

I bought a slow cooker. - Yavaş pişiren bir ocak aldım.

Induction cookers use magnets to directly heat pots and pans. - Indüksiyon ocakları doğrudan tencere ve tavalar ısıtmak için mıknatıslar kullanır.

furnace
January

The first month of the year is January. - Yılın ilk ayı Ocaktır.

I was with him in January. - Ocak ayında onunla birlikteydim.

stove

A plastic dish will melt on the stove. - Bir plastik tabak ocakta erir.

Please remove the ashes from the stove. - Lütfen ocaktan külleri temizle.

range
quarry
jan

Republic Day is celebrated on the twenty-sixth of January. - Cumhuriyet Bayramı yirmi altı Ocakta kutlanır.

I've got to take my library books back before January 25th. - 25 Ocaktan önce kütüphane kitaplarımı geri götürmek zorundayım.

home
heater
centre
(Gıda) burner
source
firebox
flower bed
(Gıda) cookstove
grate
(ülkü vb.) seedbed
fire
seed plot
fireplace
hearth
seedbed
fender
kiln
family
hearthstone
servery
ocak ayı
January

I met him in January. - Onunla ocak ayında tanıştım.

We have snow in January. - Ocak ayında karımız var.

ocak demiri
poker
ocak (ayı)
january
ocak (ülkü)
seedbed
ocak ayında
in january
ocak başı
hearthside
ocak demiri
fire iron
ocak rafı
(İnşaat) mantel
ocak siperi
fender
ocak ızgarası
fire grate
ocak rafı
(İnşaat) mantelpiece
Ocak tanrıçası
Vesta
ocak arabası
mine car
ocak artığı
(Çevre) quarry refuse
ocak ateşi
ingle
ocak ateşi
hearth fire
ocak atığı
(Çevre) quarry waste
ocak ayaklığı
fire dog
ocak ayaklığı
andiron
ocak ayağı
firedog
ocak aynası
(Çevre) quarry face
ocak ayı buz erimesi
(Meteoroloji) january thaw
ocak ayı hastalığı
theileriasis
ocak bacası
flue
ocak başı
fireside
ocak başı
inglenook
ocak başı
grillroom
ocak boşaltıcı
(Endüstri) coke ram
ocak dairesi
stokehold
ocak davlumbazı
(Gıda) cooker hood
ocak demir ayaklığı
firedog
ocak demiri
dog
ocak demiri
fire iron, dog, poker
ocak dikmesi
chimney bar
ocak direği
pit prop
ocak duvarcısı
(İnşaat) furnace builder
ocak duvarı
oven wall
ocak döşemesi
hearth tile
ocak ekipmanı
(Çevre) quarry equipment
ocak havası
mine air
ocak kalıntısı
quarry refuse
ocak kapağı
stokehole
ocak kapağı
fire door
ocak kaplaması
furnace lining
ocak kapısı
fire door
ocak kaynağı
furnace weld
ocak kaynağı yapma
furnace welding
ocak kumu
pit sand
ocak küreği
fire iron
ocak kütük demiri
fire dog
ocak levhası
hearth plate
ocak maşası
fire iron
ocak plakası
furnace grate
ocak rafı
mantel, mantelpiece
ocak siperi
fire screen
ocak suyu
(Madencilik) quarry water
ocak sürgüsü
salamander
ocak tabanı
furnace floor
ocak tablası
hearth plate
ocak tanrıçasının emrindeki bakire
vestal virgin
ocak taşı
(Çevre) quarry rock
ocak taşı
quarrystone
ocak taşı
(Çevre) quarystone
ocak taşı
(Askeri) quarry stone
ocak taşı
hearthstone
ocak tuğlası
hearth tile
ocak tuğlası
ganister
ocak usulü eken mibzer
(Tarım) dibbling machine
ocak vinci
mine hoist
ocak yangını
mine fire
ocak zemini
furnace floor
ocak çıkıntısı
chimney breast
ocak ızgarası
hob
elektrikli ocak
hot plate
çeker ocak
fume cupboard,(US fume hood): a ventilated enclosure in a chemistry laboratory, in which harmful volatile chemicals can be used or kept
Bir ocak
Circumcision
açık ocak
open pit, open cast
cebri çekişli ocak
forced draught furnace
elektrikli ocak
electric furnace
od yok ocak yok
He hasn't got two sticks to rub together./He's very poor
otomatik ocak
automatic fireplace
rotor ocak
rotor furnace
sürekli ocak
continuous furnace
التركية - التركية
(Hukuk) Belli bir amaçla toplanılan yer; klüp, özel bir şekilde örgütlendirilmiş olan ve bir aile gibi sayılan kuruluş
Taş ya da maden çıkarılan yer
Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla veya taştan yapılmış, bacası olan yer, şömine: "Ocağın önünde oturup acaip bir dikkatle odunların yanışına bakar."- Y. K. Karaosmanoğlu
Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer: "Konuşmalar iyice kızışmaya başladığı vakit kahve ocağının önünde görünür."- S. Birsel
Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet
Tunus'ta süvari mangasına verilen ad
Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer
Bazı hastalıkları iyi ettiğine inanılan aile
Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer
Ev, aile, soy: "Henüz temelleri atılmayan kendi ocağım kurulmadan yıkılmıştı."- A. Gündüz
Yılın 31 gün süren, birinci ayı, kânunusani
Bahçelerde ve bostanlarda her tür meyve ve sebze ekimine ayrılmış, çevresinden biraz yükseltilmiş toprak parçası
Yılın 31 gün süren, birinci ayı, kânunusani: "Ocak ayını sevmem, oldum olası."- B. Felek
Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet: "Anlaşılan çamaşırcı giderken ocağı tam söndürmemiş olacak."- H. Taner
Ev, aile, soy
Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma gibi amaçlarla kullanılan yer
Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer: "Başlangıçtan beri burası bir vatansever ocağı idi."- F. R. Atay
Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla veya taştan yapılmış, bacası olan yer, şömine
Bahçelerde ve bostanlarda her tür meyve ve sebze ekimine ayrılmış, çevresinden biraz yükseltilmiş toprak parçası: "Mustafa, arkasına güçlü kuvvetli bir kadın takmış, üç evleğine çizgiler, ocaklar açıyordu."- S. F. Abasıyanık
Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer
Ev
şömine
Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma gibi amaçlarla kullanılan yer: "Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar."- Halikarnas Balıkçısı
çork
saur
kanunusani
OCAK İMAMI
(Osmanlı Dönemi) Tar: Yeniçeri Ocağı'nın imamı. Cami-i Miyane adını alan ve ilkin mescid halinde bulunan Orta camii, Hicri 1000 senesinde büyütülerek cami haline getirilmiştir. Camiin imamı, hatibi, müezzini, muarrifi ve kayyumu vardı. İmam, Yeniçeriler arasında okuyup yazan ve tahsil görenlerden seçilirdi
ocak ağası
Yeniçeri Ocağının en büyük kumandanı
ocak başı
Ocağın başında yemek yenilen yer
ocak katı
Belirli bir düzeyde hazırlanmış galeri ağının tümü
ocak kaşı
Ocağın içinde üstüne kazan, tencere oturtmaya yarayan yer
ocak taşı
Ocağın çevresine yerleştirilen ateşe dayanıklı taş
kör ocak
Çocuksuz aile
od ocak
Mal, mülk, maddî zenginlik
ocak
المفضلات