الإنجليزية - التركية
تعريف obtained via an inheritance في الإنجليزية التركية القاموس.
- inherited
- (Tıp) Anne babadangeçen, atalardan geçen, atalardan gelen
- inherited
- {s} miras kalan
Ana babasından miras kalan bir apartmana henüz taşındı.
-He just moved into an apartment he inherited from his parents.
Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.
-Tom bought an engagement ring for Mary with money he inherited from his grandfather.
- inherited
- {s} irsi, kalıtsal
- inherited
- intikal etmek
- inherited
- (Biyokimya) kalıtsal
- inherited
- {s} miras
O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.
-She inherited her mother's blue eyes.
Tom'un çocuklarının ondan bir şey miras alması çok zayıf bir olasılıktır.
-It's very unlikely that Tom's children inherited anything from him.
- inherited
- miras yoluyla kalmış
- inherited
- {s} babadan kalma
- inherited
- {s} mirasla kalmış
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف obtained via an inheritance في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- inherited
obtained via an inheritance
الواصلة
obtained vi·a an in·her·it·anceالتركية النطق
ıbteynd vayı ın înherıtınsالنطق
/əbˈtānd ˈvīə ən ənˈherətəns/ /əbˈteɪnd ˈvaɪə ən ɪnˈhɛrətəns/
Resimler
السابق
المفضلات