observant; polite; caring, loving

listen to the pronunciation of observant; polite; caring, loving
الإنجليزية - التركية

تعريف observant; polite; caring, loving في الإنجليزية التركية القاموس.

attentive
özenli

Tom özenli gibi görünüyordu. - Tom looked like he was attentive.

Olmam gerektiği kadar özenli değilim. - I'm not as attentive as I should be.

attentive
{s} dikkatli

Daha dikkatli olmalısın. - You need to be more attentive.

Tom Mary'den toplantılar sırasında dikkatli olmasını rica etti. - Tom asked Mary to be attentive during meetings.

attentive
nazik attentively dikkatle
attentive
ince

O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi. - He attentively went over her exam paper.

attentive
hizmete hazır olarak
attentive
incelik
attentive
kibar/dikkatli
attentive
{s} dikkat eden, dikkatli: an attentive worker dikkatli bir işçi
attentive
nezaket
attentive
nezaketle attentiveness dikkat
attentive
{s} dikkatle izleyen: an attentive audience dikkatle izleyen seyirciler
attentive
dikkatle izleyen
attentive
yardımcı
attentive
{s} nazik

Büyük annesine karşı çok naziktir. - She is very attentive to her grandmother.

attentive
{s} kibar
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} attentive
observant; polite; caring, loving
المفضلات