Bu cümlenin anlamı belirsiz.
- The meaning of this sentence is obscure.
Onun tezi bir anlam ifade etmiyor. Öncelikle onun teması belirsiz.
- His thesis doesn't make sense. To begin with, its theme is obscure.
Anlam benim için hâlâ anlaşılmaz.
- The meaning is still obscure to me.
İki bilim adamı bilinmeyen bir Tibet ifadesinin anlamı üzerinde tartıştı.
- The two scholars wrangled over the meaning of an obscure Tibetan phrase.
Bazen çeviriler belirsizlik yaratır.
- Sometimes translations do create ambiguity.
Hiçbir belirsizlik olmayacak.
- There will be no ambiguity.
Bu cümlenin ne anlama geldiği çok belirsiz.
- It's quite obscure what this sentence means.
Bu cümlenin anlamı belirsiz.
- The meaning of this sentence is obscure.