objektiflik

listen to the pronunciation of objektiflik
التركية - الإنجليزية
detachment
objectivity
objektif
lens
objektif
objective

From an objective viewpoint, his argument was far from rational. - Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.

It's hard for nurses to be objective about their patients. - Hemşirelerin, hastaları hakkında objektif olmaları zordur.

objektif
(Ticaret) impartial
objektif
disinterested
objektif
even-handed
objektif
(Fotoğrafçılık) object-glass
objektif
gap
objektif
detached
objektif
objective glass
objektif
object glass
objektif
phil. objective (as opposed to subjective)
objektif
clinical
objektif
practical
objektif
even handed
objektif
optics, phot. (an) objective
objektif
objective, unbiased
objektif
objective, detached, disinterested " nesnel; objective, objective glass
التركية - التركية
Objektif olma durumu, afakilik
objektivite
OBJEKTİF
(Osmanlı Dönemi) Gaye
OBJEKTİF
(Osmanlı Dönemi) Fr. Hakikatı olduğu gibi aksettiren
OBJEKTİF
(Osmanlı Dönemi) Fotoğraf makinası ve dürbün gibi cihazlardaki mercekler
OBJEKTİF
(Osmanlı Dönemi) Fls: Varlıkla alâkalı
OBJEKTİF
(Hukuk) Nesnel, tarafsız, yansız, taraf tutmaksızın, herhangi bir şeyin etkisinde kalmaksızın
objektif
Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün gibi optik aletlerle cisimlerden gelen ışınları alıp ekran üzerine yansıtan mercek veya mercek sistemi: "Örtümün aralığında objektifin bebeksiz gözü bakıyor."- F. R. Atay
objektif
Nesnel, afaki: "Olayları elden geldiğince objektif bir şekilde vermeye özen gösterirdi."- H. Taner
objektif
Nesnel, afaki
objektif
Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün gibi optik aletlerle cisimlerden gelen ışınları alıp ekran üzerine yansıtan mercek veya mercek sistemi
objektiflik
المفضلات