Men wore hats back then.
- O zamanlar erkekler şapka takardı.
Back then, all the calculations were done by hand.
- O zamanlar, tüm hesaplamalar elle yapıldı.
In those days, sugar was less valuable than salt.
- O zamanlar, şeker tuzdan daha az değerliydi.
Her feet were bare, as was the custom in those days.
- O zamanlar âdet olduğu üzere, yalınayaktı.
I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
- Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
I was watching TV then.
- O zamanda televizyon seyrediyordum.
Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.
- Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.
Tom was the only person in the room at the time.
- O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
- O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
Few roads existed in North America at that time.
- O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.
Were you reading a book at that time?
- O zaman bir kitap okuyor muydunuz?
Tom may be back by then.
- Tom o zamana kadar geri dönebilir.
Can you finish by then?
- O zamana kadar bitirebilir misin?