o zamanlar

listen to the pronunciation of o zamanlar
التركية - الإنجليزية
then

I made a lot of mistakes back then. - O zamanlar tekrar bir sürü hata yaptım.

Art was then at its best. - O zamanlar sanat zirvedeydi.

those days

There were not many women doctors in those days. - O zamanlar çok kadın doktor yoktu.

Her feet were bare, as was the custom in those days. - O zamanlar âdet olduğu üzere, yalınayaktı.

o zaman
then

Since then, a great deal of change has occurred in Japan. - O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.

I apologized, but even then she wouldn't speak to me. - Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.

o zaman
at the time

Tom claimed that he was working at the time. - Tom o zamanda çalıştığını iddia etti.

Tom was the only person in the room at the time. - O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.

o zaman
when then
O zaman
that time

If only you had told me the whole story at that time! - Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

O zaman
that the time
o zaman
in that case
o zaman
then of
o zaman
at that time

If only you had told me the whole story at that time! - Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!

At that time, the territory belonged to Spain. - O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.

o zaman
at that case
o zaman
by then

By then, however, it was too late. - Ancak, o zamana kadar, çok geçti.

Tom may be back by then. - Tom o zamana kadar geri dönebilir.

o zaman
thereat
o zamanlar
المفضلات