oğullar

listen to the pronunciation of oğullar
التركية - الإنجليزية
sons

The elder sons are now quite independent of their father. - Şimdi büyük oğullar babalarından oldukça bağımsızlar.

He distributed his land among his sons. - O, arazisini oğulları arasında dağıttı.

plural of son
oğul
son

Tom blamed Mary for the accident that killed their son. - Tom oğullarını öldüren kaza için Mary'yi suçladı.

He behaved badly to his sons. - O, oğullarına kötü davrandı.

oğul
descendant
oğul
swarm
oğul
swarm of bees
oğul
boy

My boys are my everything. - Oğullarım benim her şeyimdir.

My boys are all grown up. - Benim bütün oğullarım büyüdü.

oğul
a cluster of bees
oğul
cadet
oğul
junior
oğul
son, boy; swarm of bees
oğul
cion
oğul
(arı) cluster
oğul
swarn
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) BENÛ
(Hukuk) EBNA
Oğul
(Osmanlı Dönemi) İBN
Oğul
(Osmanlı Dönemi) SINV
oğul
Erkek evlât
oğul
Yaşlı kimselerin genç erkeklere söylediği seslenme sözü: "Bu su onu da devirir oğul!"- S. F. Abasıyanık
oğul
Bey" denilen bir dişi arıyla kovandan çıkan arı topluluğu
oğul
Bey veya ana arı denilen bir dişi arıyla kovandan çıkan arı topluluğu
oğul
Yaşlı kimselerin genç erkeklere söylediği bir seslenme
oğul
Erkek evlat: "Ertesi günü kardeşimin büyük oğlu geldi."- M. Ş. Esendal
oğul
Bazı kelimelerin anlamını pekiştirmek için kullanılır
oğul
Tahıl başağı
oğullar
المفضلات