oğlum

listen to the pronunciation of oğlum
التركية - الإنجليزية
my son

Did you hear my son play the violin? - Oğlumun keman çaldığını duydun mu?

My son wants to be a Lincoln. - Oğlum bir Lincoln olmak istiyor.

son

I have a son and a daughter. My son is in New York, and my daughter is in London. - Benim bir oğlum ve bir de kızım var. Oğlum New York'ta ve kızım da Londra'da.

You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job. - Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.

sonny
oğul
son

He behaved badly to his sons. - O, oğullarına kötü davrandı.

The elder sons are now quite independent of their father. - Şimdi büyük oğullar babalarından oldukça bağımsızlar.

oğlum ile beraberim
I am with my son
oğlum yaralandı
My son is hurt
oğul
descendant
oğul
swarm
oğul
swarm of bees
oğul
boy

My boys are my everything. - Oğullarım benim her şeyimdir.

My boys are all grown up. - Benim bütün oğullarım büyüdü.

oğul
a cluster of bees
oğul
cadet
oğul
junior
oğul
son, boy; swarm of bees
oğul
cion
oğul
(arı) cluster
oğul
swarn
التركية - التركية
oğlum
المفضلات