Tom'un sayısız kız arkadaşı vardı.
- Tom had numerous girlfriends.
Sayısız kez Boston'a gittim.
- I've been to Boston numerous times.
Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
- Numerous stars were visible in the sky.
Kyoto'da çok sayıda üniversite var.
- There are numerous universities in Kyoto.
Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
- The king had numerous illegitimate children with her.
Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
- Numerous stars were visible in the sky.
Hayatın kökeniyle ilgili birçok teori var.
- There are numerous theories about the origin of life.
Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
- We have made numerous improvements to our house since we bought it.
People participated more numerously than ever before.