Sayısız kez Boston'a gittim.
- I've been to Boston numerous times.
Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.
- The lovers exchanged numerous letters.
Kyoto'da çok sayıda üniversite var.
- There are numerous universities in Kyoto.
Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
- The king had numerous illegitimate children with her.
Kyoto'da çok sayıda üniversite var.
- There are numerous universities in Kyoto.
Kralın ondan çok sayıda gayrımeşru çocuğu vardı.
- The king had numerous illegitimate children with her.
Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
- We have made numerous improvements to our house since we bought it.
Birçok ülke nükleer silahsızlanma anlaşmasını imzaladı.
- Numerous countries have signed a nuclear disarmament agreement.
People participated more numerously than ever before.