Tom birkaç yıl önce öldü.
- Tom died a number of years ago.
Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
- A number of friends saw him off.
Yaşayanların sayısı ölülerinkinden daha azdı.
- The number of the living was smaller than that of the dead.
Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
- The number of students going abroad to study is increasing each year.
Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
- The councilor tabled a number of controversial motions.
Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti.
- Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.
Yedinin şanslı bir rakam olduğu söylenir.
- Seven is said to be a lucky number.
Dört Japonya'da şanssız bir rakamdır.
- Four is an unlucky number in Japan.
Telefon numarasını not ettin mi?
- Did you write down the telephone number?
Selena Gomez'in ikinci albümü Billboard Magazine'in top iki yüz albüm tablosunda dört numaraya yerleşti.
- Selena Gomez's second album hit Billboard Magazine's top two hundred albums chart at number four.
2010 sayısında iki tane sıfır vardır.
- There are two zeros in the number 2010.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Bazı ülkeler bin yıllık dönemi saymak için sıra numaralarını kullanırken, diğerleri asıl sayıları kullanarak sayarlar.
- Some countries use ordinal numbers to count millennia, whereas others count them using cardinal numbers.
Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var.
- I have a number of influential friends.
Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu.
- Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.
Tom birkaç yıl önce öldü.
- Tom died a number of years ago.
Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
- A number of friends saw him off.
Kafasından toplama yapabilecek kadar zeki değildir.
- He's not smart enough to add numbers in his head.
Sayıları toplamak çok mutlu edicidir.
- Adding up numbers is very uplifting.
Fadıl, Leyla'dan bir dizi mektup aldı.
- Fadil received a number of letters from Layla.
O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı.
- He has written a number of exciting detective stories.
Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti.
- Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.
Bir miktar kitap çalındı.
- A number of books were stolen.
Birkaç öğrenci yarışmaya katılmaktan mutlu olacağını söyledi.
- A number of students said they would be happy to take part in the contest.
I spoke with a number of them about it.
A number of people have commented on it.
Number the baskets so that we can find them easily.
The equation e^{i\pi}+1=0 includes the most important numbers: 1, 0, \pi, i, and e.
I doubt the sexy number you wore earlier tonight fell from the sky..
Griefe brought to numbers cannot be so fierce, / For, he tames it, that fetters it in verse.
His army is vast in number.
Back at his place again, Doc rolled a number, put on a late movie, found an old T-shirt, and sat tearing it up into short strips .
He had to focus on the mission, staying alive and getting out, not on the sexy number rubbing up against him.
Horse number 5 won the race.
When I agreed to go surfing with him he said, “Great, can I have your number?” Well, I don’t give my number to guys I don’t know.
I don’t know how many books are in the library, but they must number in the thousands.
The number 8 is usually made with a single stroke.
... number of skilled typists in the entire history of the world, you know? This is an amazing--. ...
... and Agricultural Organization in Rome. They are estimates of the number of people in the ...