now, in the present age or time

listen to the pronunciation of now, in the present age or time
الإنجليزية - التركية

تعريف now, in the present age or time في الإنجليزية التركية القاموس.

nowadays
bu günlerde

Tom'un bu günlerde ne okuduğunu bilmiyorum. - I don't know what Tom reads nowadays.

Tom'un bu günlerde ne izlediğini bilmiyorum. - I don't know what Tom watches nowadays.

nowadays
şimdiki zamanda
nowadays
bugünlerde

Et bugünlerde pahalı. - Beef is expensive nowadays.

O bugünlerde tamamen tenis işlerine daldı. - Nowadays she is lost in tennis.

nowadays
bu aralar

Tom'un bu aralar ne yaptığını bilmiyorum. - I don't know what Tom does nowadays.

nowadays
şimdilerde

Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar. - In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.

Şimdilerde neredeyse her evde bir ya da iki televizyon var. - Nowadays, almost every home has one or two televisions.

nowadays
şimdiki zaman
nowadays
günümüzde

Günümüzde Japonya'da ninjalar ya da samuraylar yok. - Nowadays there are no ninjas or samurais in Japan.

Günümüzde insanlar daha uzun yaşıyor. - People live longer nowadays.

nowadays
bu sıralar
nowadays
şimdi

Şimdilerde neredeyse her evde bir ya da iki televizyon var. - Nowadays, almost every home has one or two televisions.

Şimdi bu sürpriz değil. - That's not surprising nowadays.

nowadays
günümüz

Klima olmadan, insanlar günümüzde yaşayamıyor. - Without an air conditioner, people nowadays cannot live.

Günümüzde birçok ayakkabı plastikten yapılmaktadır. - Many shoes nowadays are made of plastics.

الإنجليزية - الإنجليزية
{a} nowadays
now, in the present age or time
المفضلات