Şimdi ihtiyacımız olan şey biraz barış biraz sessizlik.
- What we need now is a little peace and quiet.
Bütün istediğim huzur ve sessizlik.
- All I want is peace and quiet.
Anne ağlayan bebeğini sakinleştiriyordu.
- The mother was quieting her crying baby.
Sakin bir ülkede yaşamak istiyorum.
- I would like to live in the quiet country.
Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.
- Be quiet, or the baby will wake up.
Biz kırda sessiz bir gün geçirdik.
- We spent a quiet day in the country.
Tom sadece biraz huzur ve sessizlik istedi.
- Tom just wanted some peace and quiet.
Calvin Coolidge sessiz ve sade görünümlüydü.
- Calvin Coolidge was quiet and plain-looking.
Bu orman sakin ve huzurlu.
- This forest is quiet and peaceful.
Tom'dan daha huzurluyuz
- We're quieter than Tom.