not seeming or imaginary; not illusive; real; solid; true; veritable

listen to the pronunciation of not seeming or imaginary; not illusive; real; solid; true; veritable
الإنجليزية - التركية

تعريف not seeming or imaginary; not illusive; real; solid; true; veritable في الإنجليزية التركية القاموس.

substantial
varlıklı
substantial
{s} önemli

Merkür, Güneş'e çok yakındır ve önemli bir atmosferi yoktur. - Mercury is very close to the Sun and has no substantial atmosphere.

O ona önemli bir meblağ verdi. - He gave her a substantial sum.

substantial
{s} var olan
substantial
{s} çok doyurucu (yemek)
substantial
varolan
substantial
{s} oldukça
substantial
{s} gerçek

Nakit kullanmak sana paranın gerçekten önemli olduğunu düşündürür. - Using cash makes you think money is truly substantial.

substantial
hakiki mevcudiyet
substantial
{s} dayanıklı
substantial
gerçek değer
substantial
maddesel
substantial
mühim
substantial
yücelik
substantial
büyük

Çin ekonomisinin istikrarı büyük ölçüde abartılmıştır. - The stability of Chinese economy is substantially overestimated.

substantial
sağlamlık
substantial
{s} sağlam, önemli (sebep, kanıt v.b.)
substantial
substantialness gerçek varlık
substantial
{s} sağlam ve dayanıklı
substantial
aslında
substantial
{s} özlü
الإنجليزية - الإنجليزية
substantial

to do some substantial good, is the compensation for much incidental imperfection - Cardinal Newman, The Rise and Progress of Universities.

not seeming or imaginary; not illusive; real; solid; true; veritable

    الواصلة

    not seem·ing or imaginary; not illusive; real; solid; true; ve·ri·ta·ble

    النطق

المفضلات