Yaptığın neredeyse her şey önemsiz görünebilir ama bu yaptığın önemlidir.
- Almost everything you do will seem insignificant, but it is important that you do it.
Biz oldukça önemsizdik ama buna rağmen müthiştik.
- We're quite insignificant, but awesome nevertheless.
Böyle önemsiz bir sorun hakkında endişelenmeyin.
- Don't worry about such a trivial problem.
O önemsiz bir sorundur.
- That is a trivial problem.
Anne babanı böyle saçma bir şeyle rahatsız etme.
- Don't bother your parents with such a trivial thing.
Tebeşirle yazmak saçmadır.
- Writing with chalk is trivial.
Ben çok önemsiz ve anlamsızım.
- I'm so unimportant and insignificant.