Ben çok önemsiz ve anlamsızım.
- I'm so unimportant and insignificant.
Bazen kötüleyici olarak gürültü, önemsiz ve cazibeden yoksun müzik diyoruz.
- We sometimes disparagingly call noise, music that's insignificant and devoid of any charm.
Ben çok önemsiz ve anlamsızım.
- I'm so unimportant and insignificant.
Önemsiz şeyler düşünüyorsun.
- You're thinking of unimportant things.
Bunun önemsiz olduğunu söylemezdim.
- I wouldn't say it was unimportant.