not immediate, following a hesitation

listen to the pronunciation of not immediate, following a hesitation
الإنجليزية - التركية

تعريف not immediate, following a hesitation في الإنجليزية التركية القاموس.

delayed
{s} rötarlı
delayed
{s} oyalama
delayed
sürüncemede kalmak
delayed
(Bilgisayar) gecikti

Kötü hava uçağı geciktirdi. - The bad weather delayed the plane.

Biz yoğun trafik tarafından geciktirildik. - We were delayed by the heavy traffic.

delayed
tehir edilmiş
delayed
gecikmeli

Trenin gecikmeli olup olmadığı hiç önemli değil. - It makes no difference whether the train is delayed or not.

delayed
geciktir

Bir trafik sıkışıklığı tarafından geciktirildim. - I was delayed by a traffic jam.

Yoğun kar treni birkaç saat geciktirdi. - Heavy snow delayed the train for several hours.

delayed
{s} ertelenmiş

Uçuş ertelenmiş gibi görünüyor. - It looks like the flight was delayed.

Karar birkaç hafta daha ertelenmiş olacak. - The decision will merely have been delayed for a few more weeks.

delayed
{s} gecikme

Nakliyatın gecikme ihtimaline karşı özel gecikme sigortamız var. - In case the shipment is delayed, we have special delay insurance.

Trenin gecikmeli olup olmadığı hiç önemli değil. - It makes no difference whether the train is delayed or not.

delayed
{s} geciktirmeli
delayed
{s} gecikmiş

Şiddetli kardan dolayı tren iki saat gecikmişti. - The train was delayed for two hours because of the heavy snow.

O kargo çok fazla gecikmiş. - That shipment's been very much delayed.

الإنجليزية - الإنجليزية
delayed
not immediate, following a hesitation
المفضلات