Karım uzaktayken zor durumdaydım.
- I am inconvenienced when my wife is away.
O uzakta tatilde olamaz.
- She can't be away on holiday.
Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu.
- He had no choice but to run away.
Biz yokken eve hırsız girmiş.
- A thief broke into the house while we were away.
Tom'un güvenli bir yere gizlenmiş biraz parası var.
- Tom has some money stashed away.
Balon rüzgar tarafından bir yere taşınıyordu.
- The balloon was carried away somewhere by the wind.
O buradan hemen ayrıldı.
- She left here right away.
Sanırım birkaç gün buradan uzaklaşmalıyız.
- I think we should get away from here for a few days.
Tüm öğleden sonra durmadan uyudum.
- I slept the whole afternoon away.