not fixed, inconstant, irresolute

listen to the pronunciation of not fixed, inconstant, irresolute
الإنجليزية - التركية

تعريف not fixed, inconstant, irresolute في الإنجليزية التركية القاموس.

unstable
{s} istikrarsız

Suriye'deki istikrarsız güvenlik durumu Türkiye'yi de etkilemektedir. - The unstable security situation in Syria also affects Turkey.

İnsanların duygusal yaşamları gittikçe daha istikrarsız hale geliyor. - People's emotional lives are becoming more and more unstable.

unstable
{s} kararsız

Tom bana Mary'nin duygusal yönden kararsız olduğunu söyledi. - Tom told me Mary was emotionally unstable.

Tom'un kararsız olduğunu düşünüyorum. - I think Tom is unstable.

unstable
kararsız,tutarsız
unstable
{s} değişken
unstable
(Tıp) dayanıksız
unstable
stabil olmayan
unstable
(Tıp) unstabil
unstable
gelgeç
unstable
yeltek
unstable
denksiz
unstable
değişen
unstable
duraysız
unstable
(sıfat) dengesiz, istikrarsız, değişken, oynak, kararsız, güvenilmez, sağlam olmayan
unstable
{s} oynak
unstable
{s} kim. instabil, kararsız
unstable
{s} sağlam olmayan
unstable
{s} güvenilmez
unstable
{s} sağlam olmayan; dengesiz; oynak
الإنجليزية - الإنجليزية
{a} unstable
not fixed, irresolute
{a} unsteddy
not fixed, irresolute
{a} unsteady
not fixed, inconstant, irresolute
المفضلات