Biz ona çok kötü davranırsak, haksızlık olur.
- It would be unfair if we treated him so badly.
Hakimler için eski seçim süreci çok haksızdı.
- The old selection process for judges was very unfair.
Tom Mary'ye taraflı davrandığını söyledi.
- Tom told Mary that she was being unfair.
Onlar onu haksızca suçladılar.
- They accused him unfairly.
Sana haksızca davranıldığını hissediyorsun.
- You feel you've been treated unfairly?
Senin eleştirin çok insafsız.
- Your criticism is very unfair.
Seni insafsızca suçladım. Üzgünüm.
- I accused you unfairly. I'm sorry.