not deep

listen to the pronunciation of not deep
الإنجليزية - التركية
değil derin
shallow
sığ

Sığ hendek üzerinden atladı. - He leaped over the shallow ditch.

Havuz yüzülemiyecek kadar çok sığ. - The pond is too shallow for swimming.

shallow
sığ yer

Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti. - Tom went splashing through the shallows.

shallow
derine inmeyen
shallow
derin olmayan
shallow
yüzeysel

İnsanlar seni hiç yüzeysel olmakla suçlar mı? - Do people ever accuse you of being shallow?

Tom çok yüzeysel, değil mi? - Tom is very shallow, isn't he?

shallow
dar
not to be deep
derinliği olmamak
shallow
{i} sığ yer, sığlık
shallow
sığlaş
shallow
düzlemek
shallow
sığlaştırmak
shallow
{s} üstünkörü
shallow
sığlaşmak
shallow
yüzeysel/sığ
shallow
{s} sığ, sığlık
shallow
kumsal
shallow
{s} yüzeysel, derine inmeyen, basit
shallow
(Tıp) Derin olmayan, sığ (Çukurluk vs. hakkında)
الإنجليزية - الإنجليزية
shallow
not deep
المفضلات