Kirli ev, kirli zemin.
- Dirty house, dirty floor.
Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
- The suitcase contained nothing but dirty clothes.
Bu pis bir iş, onunla ilgilenmek istemiyorum.
- This is a dirty job, I don't want to deal with it.
Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.
- If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.
Tom kirlenmekten korkmuyor.
- Tom isn't afraid to get dirty.
Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları asla anlatmam.
- I know some dirty jokes, but I never tell them.
Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları anlatmam.
- I know some dirty jokes, but I don't tell them.
Çocuklara bile iğrenç fıkralar anlatır.
- He tells dirty jokes even to children.
Tom'un ayakkabıları iğrenç.
- Tom's shoes are dirty.