not brilliant; not rich; thus, brown is a dead color, as compared with crimson

listen to the pronunciation of not brilliant; not rich; thus, brown is a dead color, as compared with crimson
الإنجليزية - التركية

تعريف not brilliant; not rich; thus, brown is a dead color, as compared with crimson في الإنجليزية التركية القاموس.

dead
kör
dead
geçersiz
dead
tamamen

Tom fikre tamamen karşıydı. - Tom was dead set against the idea.

Bu eserde görünen tüm karakterler tamamen hayal ürünüdürler. Yaşayan ya da ölü gerçek kişilere olan herhangi bir benzerlik sadece rastlantıdır. - All characters appearing in this work are fictitious. Any resemblance to real persons, living or dead, is purely coincidental.

dead
bozuk
dead
çok yorgun

Tom eve çok yorgun geldi. - Tom came home dead tired.

dead
direk olarak
dead
doğrudan doğruya
dead
hareketsiz/ölü vakit
dead
{f} aniden

Aniden, ölen annemi düşündüm. - I suddenly thought of my dead mother.

dead
uyuşuk

Uyuşukluk ya da tembellik yedi ölümcül günahtan biridir. - Sloth or laziness is one of the seven deadly sins.

dead
{s} sönmüş
dead
{s} dermansız
dead
öImüş
dead
{s} cansız, hareketsiz; sönük
dead
ölüdead beat çok
dead
{s} unutulmuş
dead
{s} tam

Parti tamamen sıkıcıydı. - The party was perfectly deadly.

Ben plana tamamen karşıyım. - I'm dead against the plan.

dead
dead as a doornail öImüş
dead
{s} ölü (renk)
dead
{s} çıkmaz

Bu çıkmazdan kurtulmaya çalışmalıyız. - We must try to break the deadlock.

Yol bir çıkmaz sokağa geldi. - The road came to a dead end.

الإنجليزية - الإنجليزية
dead
not brilliant; not rich; thus, brown is a dead color, as compared with crimson

    الواصلة

    not brilliant; not rich; thus, Brown I·s a dead color, as com·pared with crim·son

    النطق

المفضلات