Birbirlerinden ayrılamazlar.
- They are inseparable.
Toplum ve birey birbirinden ayrılamazlar.
- Society and the individual are inseparable.
O ve ben okulda birlikteki zamanımız boyunca ayrılmaz arkadaşlardık.
- He and I were inseparable friends during our time together in school.
Güç ve para ayrılmaz.
- Power and money are inseparable.
Mary ve Kate çok samimi.
- Mary and Kate are inseparable.
Onlar yakında ayrılmaz oldular.
- They soon became inseparable.
Sanırım kaba olmamak en iyisi.
- I think it is best not to be impolite.
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.
- To be or not to be, that is the question.