normal use of the faculty of vision

listen to the pronunciation of normal use of the faculty of vision
الإنجليزية - التركية

تعريف normal use of the faculty of vision في الإنجليزية التركية القاموس.

seeing
dolayı

Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim. - I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.

seeing
bağ. (that) -eceğine göre; -diğine göre; hazır ...; madem, mademki: Seeing you're going to get her mail, would you mind getting mine too
eyesight
görüş

Benim kötü görüşüm var. - I have poor eyesight.

Ben normal görüşe sahibim. - I have normal eyesight.

eyesight
görme gücü
seeing
{f} gör

Hepinizi bir yerde gördüğümü hatırlıyorum. - I remember seeing you all somewhere.

O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı. - Seeing that she was not excited at the news, she must have known it.

eyesight
görüş alanı
seeing
görüyorum

O kızı görüyorum.

Ben burada bir desen görüyorum. - I'm seeing a pattern here.

Hâlâ Tom'u görüyorum. - I'm still seeing Tom.

eyesight
görme duyusu

O, o kazada görme duyusunu kaybetti. - He lost his eyesight in that accident.

O, görme duyusunu kaybetti. - He lost his eyesight.

eyesight
{i} görme yeteneği

Tom'un iyi görme yeteneği var. - Tom has good eyesight.

Benim iyi görme yeteneğim var. - I have good eyesight.

eyesight
görüş mesafesi
eyesight
{i} görüş uzaklığı
eyesight
görme yetenek
seeing
(isim) görme
seeing
için

Seni görmek için can atıyorum. - I'm looking forward to seeing you.

Ben seni bir gelinlik içinde görmek için sabırsızlanıyorum. - I'm looking forward to seeing you in a wedding dress.

seeing
(bağlaç) madem, mademki
seeing
yüzünden
الإنجليزية - الإنجليزية
eyesight
sightedness
seeing
normal use of the faculty of vision

    الواصلة

    nor·mal use of the fac·ul·ty of vi·sion

    التركية النطق

    nôrmıl yus ıv dhi fäkılti ıv vîjın

    النطق

    /ˈnôrməl ˈyo͞os əv ᴛʜē ˈfakəltē əv ˈvəᴢʜən/ /ˈnɔːrməl ˈjuːs əv ðiː ˈfækəltiː əv ˈvɪʒən/
المفضلات