Şu iki öğrenciden hiçbiri testi geçmedi.
- Neither of those two students passed the test.
Tom ebeveynlerinden hiçbirinin Boston'da bulunmadığını söyledi.
- Tom said that neither one of his parents had ever been to Boston.
O şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
- It's good now; neither too heavy nor too light.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Than the quene seyde she wyst nat how, nother in what manere.
I am neither hungry nor thirsty nor tired.
... nor will I allow our sons and daughters to be mired ...
... Cerf nor I are Boston city officials, ...