Please sign on the dotted line.
- Lütfen noktalı çizginin üzerini imzala.
Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille.
- Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.
You sure guessed the critical points of that teacher's exam.
- O öğretmenin sınavının kritik noktaları emin olarak tahmin ettin.
Fourthly, my first three points do not exist.
- Dördüncü olarak, benim ilk üç noktam yoktur.
Seeing the face of his wife covered in green spots, he had a heart attack. Yet another victim of the killer cucumber!
- Karısının yeşil noktalarla kaplanmış yüzünü görünce kalp krizi geçirdi. Katil salatalığın bir kurbanı daha!
We met at the designated spot.
- Biz belirlenen noktada buluştuk.
One should add a full stop at the end of the sentence.
- Cümlenin sonunda nokta konulmalı.
Please add a full stop at the end of your sentence.
- Lütfen cümlenizin sonuna bir nokta ekleyin.
You can't replace the comma with a period in this sentence.
- Bu cümlede virgülü bir noktayla değiştiremezsiniz.
You can't replace the comma with a period in this sentence.
- Bu cümlede virgülü bir noktayla değiştiremezsin.
What are those little dots?
- Şu küçük noktalar nedir?
Sami connected the dots.
- Sami noktaları birleştirdi.
Fourthly, my first three points do not exist.
- Dördüncü olarak, benim ilk üç noktam yoktur.
Every man has his own strong points.
- Her insanın kendi güçlü noktaları vardır.
Please put a stop to this nonsense.
- Lütfen bu saçmalığa bir nokta koy.
One should add a full stop at the end of the sentence.
- Cümlenin sonunda nokta konulmalı.
The teacher particularly emphasized that point.
- Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.