noktalarından

listen to the pronunciation of noktalarından
التركية - الإنجليزية
points from
nokta
dot

Please sign on the dotted line. - Lütfen noktalı çizginin üzerini imzala.

Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille. - Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.

nokta
point

You sure guessed the critical points of that teacher's exam. - O öğretmenin sınavının kritik noktaları emin olarak tahmin ettin.

Fourthly, my first three points do not exist. - Dördüncü olarak, benim ilk üç noktam yoktur.

nokta
spot

Seeing the face of his wife covered in green spots, he had a heart attack. Yet another victim of the killer cucumber! - Karısının yeşil noktalarla kaplanmış yüzünü görünce kalp krizi geçirdi. Katil salatalığın bir kurbanı daha!

We met at the designated spot. - Biz belirlenen noktada buluştuk.

nokta
full stop

One should add a full stop at the end of the sentence. - Cümlenin sonunda nokta konulmalı.

Please add a full stop at the end of your sentence. - Lütfen cümlenizin sonuna bir nokta ekleyin.

nokta
period

You can't replace the comma with a period in this sentence. - Bu cümlede virgülü bir noktayla değiştiremezsiniz.

You can't replace the comma with a period in this sentence. - Bu cümlede virgülü bir noktayla değiştiremezsin.

nokta
stage
nokta
(Bilgisayar) dots

What are those little dots? - Şu küçük noktalar nedir?

Sami connected the dots. - Sami noktaları birleştirdi.

nokta
vertex
nokta
(Bilgisayar) points

Fourthly, my first three points do not exist. - Dördüncü olarak, benim ilk üç noktam yoktur.

Every man has his own strong points. - Her insanın kendi güçlü noktaları vardır.

nokta
(Bilgisayar) pels
nokta
police post
nokta
(Havacılık) spool
nokta
subject
nokta
{i} speck
nokta
punctum
nokta
the point is
nokta
(Matematik) point
nokta
spot, speck
nokta
point, item, particular (under discussion)
nokta
post
nokta
place, spot
nokta
tittle
nokta
stop

Please put a stop to this nonsense. - Lütfen bu saçmalığa bir nokta koy.

One should add a full stop at the end of the sentence. - Cümlenin sonunda nokta konulmalı.

nokta
speckle
nokta
point, dot; full stop, period; speck, spot; place, spot; subject, point; military post, police post
nokta
full point
nokta
particular

The teacher particularly emphasized that point. - Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.

nokta
punctuation period, Brit. full stop
nokta
point (along a road where a policeman or soldier is always to be found)
nokta
pinpoint
nokta
point, dot
nokta
fleck
nokta
period , dot , point
nokta
macula
التركية - التركية

تعريف noktalarından في التركية التركية القاموس.

NOKTA
(Osmanlı Dönemi) Durak işareti
NOKTA
(Osmanlı Dönemi) Göze ârız olan leke
NOKTA
(Osmanlı Dönemi) Durak, mevki. Mahâl
NOKTA
(Osmanlı Dönemi) Yazıdaki durak işâreti
NOKTA
(Osmanlı Dönemi) Mat: Hiçbir uzunluğu olmayan şekil
NOKTA
(Osmanlı Dönemi) (Nukta) Benek
NOKTA
(Osmanlı Dönemi) Tek karakol, tek nöbetçi
Nokta
(Osmanlı Dönemi) VEKTE
nokta
Yer
nokta
Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret
nokta
Nöbetçi, gözcü, bekçi
nokta
Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti
nokta
Konu, konu ile ilgili önemli bölüm: "Genç adam, o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi."- Y. K. Karaosmanoğlu
nokta
r: "Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık."- A. Haşim
nokta
Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan küçük benek biçimindeki işaret, durak
nokta
Sınır, derece, radde
nokta
Tek nöbetçi bulunan yer
nokta
Nöbetçi, gözcü, bekçi: "O yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz."- Ö. Seyfettin
nokta
Nöbetçi bulunan yer
nokta
Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
nokta
Çok küçük boyutlarda işaret, benek
nokta
Hiçbir boyutu olmayan işaret
noktalarından
المفضلات