Henüz daha iyi bir şey bulmadım.
- I haven't found anything better yet.
Tomorrow. If you can work it out. Or better yet, this evening.
Benim daha da iyi bir düşüncem var.
- I have an even better idea.
Yıldızları çıplak gözle, hatta daha da iyisi teleskopla görebilirsin.
- You can see the stars with your naked eye, and even better through a telescope.
That's an even better idea.
- Das ist eine noch bessere Idee.
The red belt makes her black dress look even better.
- Der rote Gürtel lässt ihr rotes Kleid noch besser aussehen.