Burası üç yıldızlı bir oteldir; bir gece üç yüz dolardır.
- This is a three-star hotel; three hundred dollars a night.
Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.
- On Friday night, three men came into Mr White's hotel and asked for rooms.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
- He worked from morning till night.
Çimlere uzanıp karanlık gökyüzüne doğru baktık.
- We lay down on the grass and stared at the night sky.
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.
- As he sits in the dark, typing away at his computer, he hears the sound of morning birds chirping away and realizes he has been up all night - but the insomniac still refuses to sleep.
Gece vakti kuyumcu dükkanını soydular.
- They robbed the jewelry store during the night.
Ben gece vakti çalışırım.
- I work in the nighttime.
The cat disappeared into the night.
We stayed at the Hilton for five nights.
a night on the town.